Boşanan eşler arasında bazen bağlar ve duygular hemen kesilmez. Boşandıktan sonra, taraflardan biri, diğerinin yeniden evlenmesini istemeyebilir. Bu durum bazen boşanmayı kabullenememekten bazen de ortak çocuğun yeni biriyle aynı eve girmesini istememekten kaynaklanabilir.
Boşandıktan sonra yeniden evlenmek isteyen taraf, diğer taraf tarafından “çocuğumu üvey anne/baba ile aynı eve sokmam, evlenirsen velayet davası açar, çocuğun velayetini senden alırım” şeklinde tehdit edilebilir. Peki, bu doğru mudur? Başkasıyla evlenirsem çocuğumun velayeti benden alınır mı? Örneğin, boşanma sonrası çocuğunun velayetini alan anne yeniden evlenirse, çocuğunun velayetini kaybeder mi? Bu sorunun cevabını örnek Yargıtay kararları ile açıklayacağız.
Anne yeniden evlenirse çocuğun velayeti alınır mı?
Velayetin değiştirilmesini gerektiren haklı sebeplerin varlığı halinde velayetin değiştirilmesi talebinde bulunmak her zaman mümkündür. Bunun bir hak düşürücü süresi veya zamanaşımı yoktur. Ancak, velayet hakkı kendisinde olan tarafın evlenmiş olması tek başına velayetin değiştirilmesini gerektirmez. Hatta bazen velayet hakkı kendisinde olan tarafın evlenmesi, çocuğun aile düzeni içinde, başında hem anne hem de baba figürü ile büyümesini sağlayabilir.
Ancak, anne yeniden evlenmesi sebebiyle çocuğa karşı olan sorumluluklarını aksatıyorsa veya yeniden evlenilen kişi çocuğa kötü davranıyorsa yahut çocuk, velayet konusunda görüşünün alınabileceği bir yaştaysa ve annesiyle kalmak istemediğini belirtirse, bu durumda çocuğun fiziksel, ruhsal ve ahlaki menfaati gereğince velayet davası ile talep halinde veya resen velayet anneden alınabilir.
(Örnek soru anne üzerinden kurgulandığı için açıklamalar da anne üzerinden yapılmıştır, ancak konuya ilişkin yapılan tüm açıklamalar baba için de geçerlidir.)
Konuyla ilgili mevzuat hükümleri:
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 349. Maddesi: “Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.”
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 183. Maddesi: “Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde hâkim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.”
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 348. Maddesi: “Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim aşağıdaki hâllerde velâyetin kaldırılmasına karar verir:
- Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi.
- Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması. Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır. Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.”
Konuyla ilgili Yargıtay kararları:
YARGITAY KARARI, 2. Hukuk Dairesi 2013/13402 E., 2014/1 K., 13.01.2014 T. “Davalı annenin çocuğa karşı velayet görevini savsakladığına, gereken ilgiyi göstermediğine ve davacı babanın müşterek çocukla kişisel ilişkisini engellediğine ilişkin dosya kapsamında yeterli delil bulunmamaktadır. Toplanan deliller, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunu kabule yeterlilikte değildir. Velayet sahibi annenin yeniden evlenmesi, tek başına velayetin değiştirilmesini gerektirmez. Gerçekleşen bu durum karşısında davacının velayetin değiştirilmesine yönelik talebin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.”
YARGITAY KARARI, 2. Hukuk Dairesi 2016/5009 E., 2016/6233 K., 29.03.2016 T. “Davalı annenin çocuğa karşı velayet görevini savsakladığına, gereken ilgiyi göstermediğine ve davacı babanın müşterek çocukla kişisel ilişkisini engellediğine ilişkin dosya kapsamında yeterli delil bulunmamaktadır. Velayet sahibi annenin yeniden evlenmesi ve eşinin sabıka kaydının bulunması tek başına velayetin değiştirilmesini gerektirmez. Gerek davalı annenin gerekse eşinin çocuğa kötü muamelede bulunduğuna dair somut bir iddia da mevcut değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında davacının velayetin değiştirilmesine yönelik davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.”
YARGITAY KARARI, 2. Hukuk Dairesi 2016/16629 E., 2017/1767 K., 21.02.2017 T. “Mahkemece; “annenin başka bir erkekle evli olmaksızın yaşaması ve dava devamında evlenmesinin velayetinin değiştirilmesi sebeplerinden biri olduğu ve annenin çocukların okula gidiş geliş saatleri ve okuldan alınıp bırakılması konusunda yeterli özeni göstermediği” gerekçesiyle davanın kabulü ile velayetlerin değiştirilerek babaya verilmesine karar verilmiştir. Annenin çalışıyor olması sebebiyle, özel okulda eğitim gören çocukların okul servisinden anne tarafından bizzat alınmaması ya da annenin başka bir erkekle yeniden evlenmesi tek başına velayetin değiştirilmesini gerektirmez. Mahkemece alınan 29.01.2016 tarihli sosyal inceleme raporunda da annenin velayet görevini yerine getirmediğine ilişkin bir tespit bulunmamaktadır. Açıklanan sebeplerle davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bozulmasını gerektirmiştir.”
YARGITAY KARARI, 2. Hukuk Dairesi 2016/23446 E., 2016/16028 K., 15.12.2016 T. “Taraflar anlaşmalı olarak 25.05.2010 tarihinde boşanmış, velayet babaya verilmiş, müşterek çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Davacı-davalı baba 13.03.2012 tarihinde açtığı davada annenin çocukla kişisel ilişki kurmaması ve annenin yeniden evlenmesi nedeni ile çocuğun anne yanında yatılı kalmayacak şekilde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Annenin yeniden evlenmesi tek başına kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi için yeterli sebep değildir. Davacı-davalı baba kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektirir maddi bir hadisenin varlığını kanıtlayamamış, çocuğun menfaatinin bunu gerekli kıldığına ilişkin bir olgu da ortaya konulamamıştır. Öyleyse davacı-davalı babanın kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebini içerir davasının reddi gerekirken kabulünün doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur.”
YARGITAY KARARI, 2. Hukuk Dairesi 2016/8657 E., 2016/9149 K., 04.05.2016 T. “Hakkında velayetin kaldırılması istenen çocuk …. 29.07.1998 doğumludur. Babası, 16.06.2011 tarihinde ölmüş ve dava konusu çocukla birlikte kardeşi 27.03.2003 doğumlu ….velayeti annede kalmıştır. Davacı hala inceleme konusu davayı 30.10.2014 tarihinde açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonrası “annenin eşinin ölümünden sonra 25.06.2013 tarihinde yeniden evlendiği, kendisi ile birlikte yaşayan her iki çocuğu da yatılı okullara yerleştirdiği, davalının üzerine düşen annelik görevlerini layıkı ile yerine getirmediği ve getiremeyeceği, uzun süredir halası ile kalan çocuğun yeniden yaşam alanının değiştirilmesinin çocuk